Şengün: İktidar 'Evet' demememiz için elinden geleni yaptı

14 Nisan 2017 18:40
Saadet Partisi Kocaeli Kadın Kolları'nın Nisan ayı İl Divan Toplantısı'nda konuşan Reyhan Şengün “İktidar 'Evet' demememiz için elinden geleni yaptı” dedi

Saadet Partisi Kocaeli Kadın Kolları, Nisan ayı İl Divan Toplantısı'nı yoğun bir katılımla gerçekleştirdi. Toplantıya başta İl Kadın Kolları Yönetim Kurulu Üyeleri, İlçe Başkanları, Yönetim Kurulu üyeleri, mahalle temsilcileri ve misafirler katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan İl Kadın Kolları Başkanı Reyhan Şengün, salona sığmayan katılımcılara gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ederek "Bu kalabalık gösteriyor ki, önümüzdeki dönemde siyasetin en önemli ismi Saadet Partisi olacaktır" dedi. Referandum konusunda önemli açıklamalarla konuşmasına devam eden Şengün “Pazar günü milletimiz anayasa değişikliği teklifini oylayacak. En başından beri diyoruz ki, 'Biz Başkanlık sistemine karşı değiliz. Getirilen bu metnin muhtevasına karşıyız.' Evet diyebilmek için çok çalıştık. Ancak iktidar da 'Evet' demememiz için elinden geleni yaptı. Zira bu metinde kuvvetler ayrılığı ilkesi sağlanmamıştır. Başkanlık sisteminde daha güçlü hale getirilmesi gereken Meclis, tam tersine daha güçsüz hale getirilmiştir. Bu metinde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlayacak hiçbir işaret yoktur. Tek söylenen 'bize güvenin' olmaktadır. Ciddi bir denetim mekanizması oluşturulmamıştır. Meclis hükümetten neredeyse tamamıyla koparılmıştır.

BU BİNANIN YANGIN ÇIKIŞI YOK

Saadet Partisi'nin 'Hayır' demesi, daha düzgün bir Başkanlık Sistemi'ni yeniden hep birlikte kuralım demektir. Evet çıkarsa, gidişata bakar eksik ve noksanları nasıl telafi edeceğimiz üzerinde tartışırız tabi. Fakat binayı sağlam zemine, sağlam temeller üzerine kurmak varken neden sadece görünüşte güzel olan bu binaya 'Evet' diyelim. Maalesef referandum tarihi yaklaştıkça partimize yönelik algı operasyonlarının arttığını görüyoruz. Sosyal medya başta olmak üzere bazı mecralarda, sanki Saadet Partisi 'Evet' oyu verecekmiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Saadet Partisi teşkilatları Türkiye’nin en disiplinli teşkilatıdır. Çok net bir şekilde bir kez daha ifade ediyoruz ki, Saadet Partisi bu seçimde 'Hayır' oyu verecektir. Çünkü bu binanın yangın çıkışı yoktur. Herhangi bir tehlike anında, binanın yangın merdiveni yoksa bu felaket getirir. Biz bu yüzden 'Hayır' diyoruz” dedi. Konuşmasında yönetim sisteminden daha önemli olanın 'üretim' olduğuna dikkat çeken Şengün “Bugün olduğu gibi ülke problemlerinin çözümünü sadece yönetim sistemi değişikliğinde aramak büyük bir hata olur. Referandumda 'Evet' çıkarsa Türkiye uçacak, 'Hayır' çıkarsa batacak yaklaşımı doğru değildir. Siz işsizliği nasıl önleyeceksiniz. Tarımda ve hayvancılıkta dışa bağlılıktan bizi nasıl kurtaracaksınız. Dış ticaret açığını nasıl kapatacaksınız. Dağ gibi büyüyen borçları nasıl ödeyeceksiniz. Satıp yok edilmesine seyirci kaldığımız fabrikaları yeniden nasıl inşa edeceksiniz.

MEYDAN OKUMALARINIZ HAVADA KALIR

1973'te 'Başkanlık Sistemi getirilmelidir' diyen Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız, 1997'de iktidara geldikten sonra 'Şimdi meselemiz sistem değil, yapacak onca işimiz var' diyerek Başkanlık Sistemi'nin önemsizliğine vurgu yapmış; işsizliğin de, göçün de, adaletsizliğin de, güvenliksizliğin de, terörün de asıl kaynağı olan ekonomiye çözüm olacak, üretime dayalı yüzde 100 Milli, Yerli ve Yaygın Kalkınma modelini hayata geçirmekle işe başlamıştır. Erbakan Hocamızın adını ve söylediklerini vefatından sonra referans olarak kullanmaya çalışanlar, bu modeli uygulamaya koymakla işe başlasalar hem milletimiz ve memleketimizin ihtiyaçları karşılanmış olur hem de dış politikada elimiz güçlenir. Milletimiz hem içerde hem dışarıda şahsiyet kazanır. Mühim olan hükümetlerin uygulayacakları politikalardır. Eğer politikaları doğru değilse yönetim sisteminizin adı başkanlık olmuş, parlamenter sistem olmuş bir anlamı olmaz. Eğer bağımsız ve güçlü bir savunma sanayine sahip değilseniz, Amerikan füzelerinin, Suriye’yi vurmasını 'memnuniyetle' karşılamak zorunda kalırsınız. Eğer güçlü bir ekonomiye sahip değilseniz, dün terör devleti dediğiniz İsrail ile 'işbirliği anlaşması' imzalamak zorunda kalırsınız. Eğer milli ve yaygın bir sanayiye sahip değilseniz, Hollanda’ya, Almanya’ya yönelik meydan okumalarınız havada kalır. Küresel güçlerin arasında bir o yana bir bu yana savrulup durursunuz” dedi.

BÜYÜK KIYIMIN HABERCİSİDİR

Bir an evvel gerçek gündeme dönülmesi gerektiğini de ifade eden Şengün, “Bugün ülkemiz hem iç politikada hem de dış politikada çok temel sorunlarla karşı karşıya. Burnumuzun dibi Suriye’de tarihin en büyük kaoslarından biri yaşanıyor. Küresel güçlerin savaş çanları çalınıyor. Peçeteler üzerinde İslam ülkelerinin haritaları yeniden çiziliyor. Adeta bütün dünya bir akıl tutulmasının içerisinde. Bu akıl tutulması insanlığı üçüncü dünya savaşının eşiğine getirmiştir. Bölgemizde, Moğol istilalarında bile görülmedik bir kargaşa ve kaos hâkim. Herkes birbirini tehdit ediyor. Hollanda’dan, Almanya’ya, Amerika’dan Fransa’ya, İngiltere’den Rusya’ya, tam 13 ayrı ülkenin askeri güçlerinin bölgemize yaptığı yığınak bu akıl tutulmasının sonucudur. Bütün namluları İslam dünyasını hedef almış bu silahların amacı, huzur ve barışın değil, sanki 'Büyük Kıyım'ın habercisidir. Böyle bir ortamda en küçük bir provokasyon, en küçük bir kıvılcım, tarihin en kanlı kıyımlarının yaşandığı bir küresel savaşın tetikleyicisi olabilir. Yine unutmamalıyız ki, Suriye’den sonraki hedef Türkiye ve İran’dır. Bundan dolayı böyle dönemlerde yapılması gereken, yangına körükle gitmek değil sağduyuyu ve akl-ı selimi ortaya çıkarmaktır. Bu sebeple 17 Nisan tarihi de en az 16 Nisan kadar önemlidir.

HEPİMİZ BU ÜLKENİN İYİLİĞİNİ İSTİYORUZ

Çıkan sonuç ne olursa olsun, 'Evet'çisiyle, 'Hayır'cısıyla, iktidarıyla muhalefetiyle herkes bu sonuca saygı duymak zorunda. Bunu milli iradenin bir tecellisi olarak görmek zorunda. Bu husus kardeşliğimiz, birlik ve beraberliğimiz açısından büyük önem taşımaktadır. Biz şimdiden çağrımızı yapıyor, 16 Nisan’da çıkacak sonucun zafer ya da mağlubiyet olarak değil, millet iradesiyle ortaya çıkmış demokratik bir sonuç olarak görülmesini diliyoruz. Çünkü hep söylediğimiz gibi, görüşlerimiz düşüncelerimiz, kararlarımız farklı olsa da, hepimiz bu ülkenin iyiliğini istiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı. Toplantı, birim başkanları ve ilçe başkanlarının rapor sunumlarıyla devam etti.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazarın tüm yazıları
X